Kurs Detayları
Homeostatik mekanizmaların devamı ve yaşamın sürdürülebilirliği için sıvı elektrolit dengesinin sağlanması önemlidir. Çocuklar olağan durumlarda bile sıvı elektrolit dengesizliği gelişimi açısından riskli grup içindedir. Bu durumun temelinde çocuğun yaşı (prematüreler, yenidoğanlar, bebekler, küçük çocuklar), çocukta ekstrasellüler sıvının intrasellüler sıvıdan fazla olması, hissedilmeyen sıvı kaybının yüksek olması, çocuğun bakım veren ya da diğer bireylere bağımlı olması, çocuğun böbreklerinin immatür olması gibi birçok faktör vardır.
Depremde çocuğun sıvı alımını kısıtlayan-engelleyen durumlar (çocuğun göçük altında kalması, çocukta Crush sendromu olması vb.) ile çocukta sıvı kaybını arttıran (kanamalar, diyare, bulantı, kusma, ateş, salgın hastalıklar vb.) durumlar görülebilir. Dolayısıyla deprem, çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliğine olan yatkınlığı, çocuk hastanın morbidite ve mortalite riskini arttırmaktadır.
Depremde çocuğun sıvı elektrolit dengesini sürdürmeye yönelik çocuk hemşiresinin etkin, planlı ve kanıt temelli uygulamalar yapması çocuk sağlığını olumlu etkiler. Bu eğitimde, simülasyon temelli eğitim yöntemi kullanılarak, “depremde çocuk hastada sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesi” konusunda çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği anabilim dalında yüksek lisans yapan öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Simülasyon temelli eğitimler ile çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği anabilim dalında yüksek lisans yapan öğrencilerin güvenli bir ortamda “depremde çocuk hastanın sıvı elektrolit dengesinin sürdürülmesine” yönelik bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlarda mesleki gelişimleri, hemşirelik bakımını planlama ve uygulama becerileri, mesleki rol ve sorumluluklarını gerçekleştirmeleri desteklenecektir. Eğitime ülkemizden farklı il ve bölgelerden katılımcının katılması desteklenmektedir. Böylece eğitim sonunda elde edilen bilgilerin ülke geneline yayılması beklenmektedir. Ayrıca eğitim ile depremzede çocukta görülebilecek, sıvı elektrolit dengesizliği ile ilişkili olası mortalite ve morbidite oranlarının olumlu yönde etkileneceği düşünülmektedir.